Geleceğe Doğru Dalgalanan Bayraklar

Sürdürülebilirlik Bayrakları MG International Fragrance Company’de dalgalandı. 

Sürdürülebilirlik, üretimin ta kendisi. Nefes almak gibi, kokunun doğduğu yer gibi… Hele ki, bir parfüm formülünü oluşturan her ham madde, her nota, her karar dünyaya nasıl bir iz bırakmak istediğimizi de anlatırken… MG International Fragrance Company olarak SDG Flag Day'de bu inancımızı yeniden tanımladık. Koku, duyusal bir yolculuk olduğu kadar etik bir seçimdir de, bunu bir kez daha anlatmaya çalıştık. Birleşmiş Milletler'in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nı temsil eden bayraklar, o gün ofislerimizde yalnızca rüzgarla değil, düşüncelerimizle de dalgalandı. Her renk bir vaatti. Denge, eşitlik, doğa, iyilik, gelecek... Laboratuvarlarımızdan üretim hatlarımıza, araştırma merkezlerimizden MG International Fragrance Company’’ni geniş ham madde arşivine kadar her köşede aynı ses yankılandı: daha adil, daha bilinçli, daha yaşanabilir bir dünya için yaratmak.

Esans üretimi, doğanın ve bilimin ortak dilidir, burası su götürmez. Bir damla esans, yüzlerce bitkinin, toprağın, suyun, güneşin emeğini taşır, burası zaten ezbere bildiğimiz…. Ama bilinmeyen şu ki; bu emeğe saygıyı parfümün en sessiz notasında bile koruduğumuz gerçeği. Ve bu bağlamda, MG International Fragrance Company’de biz tedarik zincirinden enerji kullanımına, formülasyon süreçlerinden geri dönüştürülebilir pratiklere kadar tüm üretim adımlarını sürdürülebilirlik ilkeleriyle her daim yeniden kurguluyoruz. Güzel sonuç yeterli değil; doğru biçimde üretilmek de gerek. SDG Flag Day işte tam da bu bilincimizle vuku buldu. Çevrimiçi düzenlenen interaktif oturumda ekiplerimiz, sürdürülebilirliğin çevreyle olduğu kadar insanla ve etikle de ilgili olduğunu konuştu: daha az atık, daha çok bilinç, daha fazla denge için. Günün sonunda yapılan SDG Quiz, bilgiyi eğlenceye dönüştürdü. Kazananlar küçük sürprizler aldı ama asıl kazanç ortak bir farkındalığın kokusuydu. Fabrikamızda dalgalanan bayraklar yalnızca kumaş değildi; hatırlatma işlevi gördüler. Her birinin renk paleti sanki parfümerinin kendi paletinden alınmış gibiydi: mavi gibi temiz hava, yeşil gibi yenilenme, kırmızı gibi umut ve diğerleri… Bu renkler mekanlarımızı dönüştürdü, çalışanlarımızın ruhunu tazeledi, her formülün ardında daha geniş bir anlam olduğunu yeniden hissettirdi.

Diyeceğimiz odur ki; Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi üyesi olarak insan hakları, çevre, emek ve etik alanlarında evrensel prensipleri benimsedik ve onlarla yaşıyoruz. Sürdürülebilirlik, üretim kültürümüzün özü. Bir çiçeğin nasıl yetiştiğiyle, bir molekülün nasıl sentezlendiğiyle, bir koku hikayesinin kimler tarafından taşındığıyla ilgileniyoruz. Parfümün ardındaki her detay dünyanın geleceğiyle doğrudan bağlantılı, ve bu bağlantıyı sürekli güçlendiriyoruz. Kokular geçicidir ama niyet kalıcıdır. Her yeni formülde, her yeni koleksiyonda, her yeni iş birliğinde bu niyeti yeniden hatırlıyoruz. Gelecek uzak bir kavram değil; tam şu an, elimizde şekilleniyor. Bayraklar dalgalanırken rüzgarın taşıdığı şey sadece renk değildi; birlikte inandığımız bir dünyanın kokusuydu.

For the love of fragrance. For the love of the future.